DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Turaşvili’nin Sovyetler’den zerre hazzetmediği aşikâr; romanında da bu tavrını saklamak gereği görmemiş hiç. Blucin aslında bir simge. Baskıyı yıkabilmenin simgesi gençler arasında. Varolabilmenin, ifade özgürlüğünün dışavurumu.”
"Bir yola getirme biçimi olarak şiddet, hem Coates’te hem de Whitehead’ın romanında kendine fazlasıyla yer buluyor. Coates’in anlattığı dehşet öykülerinden anlaşıldığı kadarıyla Amerika’da siyahi iseniz, sırf ten renginizden dolayı herhangi bir kontrol noktasında tutuklanabilir, kimliğini göstermeyen bir polisin silahından çıkan kurşuna hedef olabilir, yüksek sesle dinlediğiniz müziğin bedelini canınızla ödeyebilirsiniz."
Colson Whitehead, Nickel Çocukları (The Nickel Boys) ile kurmaca dalında ikinci kez Pulitzer Ödülü’nün sahibi oldu. Yazar 2017 yılında da Yeraltı Demiryolu (Underground Railroad) romanıyla Pulitzer Ödülü’nü almıştı...
"Tek, herkese ortak bir hikâye artık mümkün değildir. Toprak’ın romanları hep birkaç kuşakla ilgilidir. Dede ninelerin, ana babaların, çocuklarla torunların zamansallıkları farklıdır, aynı zaman dilimi içinde farklı dünyaları yaşarlar."
Colson Whitehead’le ırkçılığa odaklanan romanlarını, dünyamızın hâllerini, yazarın sorumluluğunu, içimizdeki kötülüğü, değişen dil tercihlerini, sürü zihniyetinden korunmanın yollarını, zombileri, Toni Morrison’ı, Peter Handke’yi ve başka birkaç şeyi daha konuştuk
Güzel Ölümün Öyküsü okura sanki bu köhne dünyayı, sırf ona olan sevgisinden, bir barakaya tıkmış da bir “güzel” öldürmüş hissini doyasıya yaşatan bir roman...
Menekşe Toprak: İster mülteci akını, ister ben doğduğumda Almanya’ya işçi olarak göç etmiş olan babamın örneğinde, isterse de bugün Türkiye’den Batı’ya yapılan beyin göçü olsun, hepsinde, az ya da çok, vatanında bulamadığını uzaklarda arayan bireyin arzularını yakalarsınız
Çok zaman hep aynı sükût! İnsan şüpheleniyor, yoksa Nezihe Meriç'i unuttuk mu? Eh “okurları” değilse bile birilerinin unuttuğu, hatta aslında hiç bilmediği ortada…
“Ben kendim için, güzel balkonlar biriktiririm. Sevilen balkonlardır bunlar. Kendi kendime ‘Ben bir ustayım' diyorum. ‘Güzel balkon seçme, güzel balkon biriktirme ustası!'”
Mecid Mecidi sinemasında sıradan hayatların asudeliği de, haklılığı hayli kuşkulu fersudeliği de, sınırları itina ile belirlenmiş bir doğallığın aynasından aksediyor kameraya...
Genç bir yazar ve ilk kitap. Emirhan Dağkan G. ile öfkeli ve bir o kadar da muzip romanı Ruhaltı Çocukları'nı konuştuk
© Tüm hakları saklıdır.